Picasso Tabloları ve Hikayeleri – Pablo Picasso 20. yüzyılın ilk yarısının en baskın ve etkili sanatçısı olarak bilinir. Georges Braque ile birlikte en çok öncü Kübizm ile ilişkilendirilen başarılı isim, aynı zamanda kolajı icat etmiştir. Bunun dışında Sembolizm ve Sürrealizm’e büyük katkılarda bulunmuştur.
Ne var ki kendisini her şeyden önce bir ressam olarak görmüştür. Heykeli büyük ölçüde etkili olmuş, aynı zamanda baskı resim ve seramik gibi çok çeşitli alanları da keşfetmiştir. Bu bakımdan çok yönlü bir yapısı vardır.
İçindekiler
Picasso Tabloları ve Hikayeleri
Pablo Picasso genel anlamda, ünlü karizmatik bir kişilik olarak bilinmektedir. Kadınlarla olan pek çok ilişkisi sanatına sızmış, sanatına da yön veriştir. Bunun dışında davranışları, popüler hayal gücünde bohem modern sanatçının davranışını somutlaştırır hale gelmiştir. Kendisinin resim alanında pek çok beğenilen tablosu yer almaktadır.
The Soup
La Soupe, Picasso’nun Mavi Dönemi’nin kasvetli melankolisinin karakteristiğidir ve yoksulluk, yaşlılık ve körlük temalarına ayrılmış bir dizi başka resimle aynı zamanda yapılmıştır. Resim, Picasso’nun İspanya’da reşit olurken tanık olduğu sefil koşullarla ilgili endişesini yansıtmakta ve hiç şüphesiz birlikte büyüdüğü dini tablodan ve belki de özellikle El Greco’dan etkilenmektedir.
Ancak tablo aynı zamanda dönemin daha geniş Sembolist hareketinin de tipik bir örneğidir. Daha sonraki yıllarda Picasso, Mavi Dönem çalışmalarını “duygudan başka bir şey değil” olarak görmezden gelmiştir. Pablo Picasso tabloları arasında La Soupe ya da The Soup oldukça başarılı bulunmaktadır.
Gertrude Stein’ın Portresi
Gertrude Stein portresi, Pablo Picasso tabloları arasında bir diğer resimdir. Kendisi Picasso’nun bir yazarı, yakın arkadaşı ve hatta destekçisi olmuştur. Bunun yanı sıra ve bir sanatçı olarak büyümesinin ayrılmaz bir parçası olarak görülür.
Stein’ın en sevdiği kahverengi kadife paltosunu üzerine aldığı bu portre, Les Demoiselles d’Avignon’dan yalnızca bir sene önce gibi kısa bir süre zarfında hazırlanmıştır. Onun gelişen stilinde önemli bir aşamaya işaret eder. Bazı Mavi ve Gül dönemi eserlerindeki figürlerin ve nesnelerin düz görünümünün aksine, bu portredeki formlar neredeyse yontulmuş gibi görünmektedir.
Gerçekten de sanatçının arkaik İber heykelini keşfinden etkilendiği görülmektedir. Picasso’nun bir insan yüzünü bir dizi düz düzlem olarak tasvir etmeye artan ilgisini hissetmek mümkündür. Stein, sanatçı için yaklaşık doksan kez oturduğunu iddia etmiştir. Her ne kadar bu abartı olarak görülse de Picasso kesinlikle kafasını boyamak için uzun ve zorlu bir mücadele vermiştir.
Ona çeşitli şekillerde yaklaştıktan sonra her girişiminden vazgeçerek, bir gün “Artık baktığımda seni göremiyorum” diyerek resmi tamamen resmetmiş; kısa süre sonra resmi terk etmiştir. Sadece bir süre sonra ve önünde model olmadan kafasını tamamlamıştır. Bu bakımdan Stein portresi Pablo Picasso tabloları arasında oldukça ilgi çekicidir.
Still Life with Chair Caning
Still Life with Chair Caning, Pablo Picasso eserleri arasında bulunan bir diğer tablodur. Bu, modern sanatın ilk kolajı olmasıyla ünlüdür. Picasso daha önce tuvallerine önceden var olan nesneleri yapıştırmıştır. Ancak bu resim, bunu ilk kez böylesine eğlenceli ve empatik bir niyetle yaptığına işaret etmektedir.
Resimdeki sandalye sopası aslında bir parça baskılı muşambadan gelmektedir. Adından da anlaşılacağı gibi, gerçek bir sandalye sopası parçası değildir. Ancak tuvalin etrafındaki ip çok gerçek ve bir kafe masasının oyulmuş bordürünü çağrıştırmaktadır. Ayrıca izleyici kanvasın cam bir masa olduğunu ve sandalyenin masanın içinden görülebilen sandalyenin gerçek oturma yeri olduğunu hayal edebilir. Bu nedenle resim, Picasso’nun deneylerinde olduğu gibi görsel uzamı dramatik bir biçimde karşılaştırmakla kalmamakta; aynı zamanda baktığımız şeyin ne olduğuna dair algıları karıştırmaktadır.
Bowl of Fruit, Violin and Bottle
Picasso’nun Bowl of Fruit, Violin and Bottle, tasvir edilen nesneleri ima etmek için çeşitli araçlar kullanmıştır. Picasso tabloları arasında bu genel anlamda boyalı noktalar, silüetler, kum taneleri gibidir ve sentetik Kübizminin tipik bir örneğidir. Resim ve karışık medyanın bu kombinasyonu, Picasso’nun renk ve dokuyu “sentezleme” yönteminin bir örneğidir. Bu bakımdan eldeki nesneleri zihinsel olarak parçalara ayırdıktan sonra yeni bütünler sentezlemedir.
Analitik Kübist aşaması sırasında Picasso, nesnelerin biçimlerine ve hacimlerine daha fazla konsantre olmak için rengi bastırmıştır. Bu mantık, şüphesiz bu aşama boyunca natürmort tercihine rehberlik etmiştir. Kafenin yaşamı, sanatçılar için kesinlikle modern Paris yaşamını özetlemektedir. Diğer sanatçılarla konuşarak çok zaman geçirdiği yer de burası olmuştur. Ancak nesnelerin basit dizilişi aynı zamanda sembolizm ve ima sorularının kontrol altında tutulmasını sağlamıştır.